0

EVDE BİR BEN BİR DE O !

Benim kız 2 hafta önce ameliyat oldu ( kız = köpek )
Günlük pansumanı , maması , ilacı derken bu aralar günler genelde evde geçiyor ...güzel de geçiyor; du ta ki bu sabah mutfakta bir canlı ile karşılaşıncaya kadar ! Gün  gün değil gerilim filmi oldu!  Bu böcek korkusu yıllardır tepemde...Hayır timsah görsem mutfakta bu kadar korkmam...Bazı insanlar korku değilde iğrenme diyorlar. Hayır efendim ben ciddi ciddi korkuyorum cüssesimin neredeyse binde 1i varlıktan :( Gece keşke pencereyi açık bırakmasaydım diye tüm gün söylenip durdum. Susuzluktan kurumak üzereyken ( mutfağa su almaya dahi giremedim, ciddiyim !)eşimi işten eve çağırma noktasına geldim gittim geldim vazgeçtim.

 
Korkularının üzerine git mevzusu her konuda geçerli olabilir benim için ama ,söz konusu böcek ise ( yazarken irkiliom adını ) gitmemmmm ! Yıllardır tartışılır korku içgüdüsel midir sonradan mı öğrenilir ? Çoğunluk sonradan öğrenilir diyor...Peki ne zaman öğreniyoruz , nasıl öğreniyoruz, neden bazılarımız hiç kormazken bazılarımız benim gibi çıldırıyor ? Bu beyin işi bir garip ...kaç kitap okudum hala benim için en gizemli şey...
Neyse, evde bir o bir ben tüm günü geçirdik ki kendisini görmemle ortalıktan kaybolması bir oldu.Şu an nerede napıyor ilgilenmememkle beraber, İstanbul bugün cayır cayır yanarken evde, ev botlarıyla geziyorum!

Ev hapsinde olunca , bir de mutfak bugün devre dışı olunca marketten almam gerekenleri napsam diye bakındım webte. Carefourun online siparişini görünce pek bi sevindim ama sonra sevincim teslimatın saat aralıklarında yapıldığını görüp tek müsait saatin akşam olduğunu görünce başladığı yerde kaldı.Sonra dur ben bizim eve yakın Carefouru arayayım dedim, Ta ta ta hemen getiriyorlarmış ! Ne şahane hizmet ama.Ben web sitelerinden dilediğim marka ürünleri seçtim, telefondaki bayana ilettim 30 dk sonra torbalar kapıda ! Zaman tasarrufuna verdikleri bu hizmet için kendilerine teşekkür ederim:) Ayrıca açken markete gitmek uzuuuuun bir fiş ile çıkmaktır bilirsiniz, bu sayede kaçamaklarınızın da önüne gçemiş oluyorsunuz :) ( Bakınız BOO diyetle kafayı bozmuş durumda )

Evde oturmak benim için aslında büyük servet ! 12 ylın son 8 yılı kurumsalda olmak üzere sürekli çalıştım. Ofiste hep gündüz saatleri evde olmanın hayalleri ile dolandım durdum. O yüzden bu durumdan asla ama asla şikayetçi değilim ki zaten ben ev tipiyim:) Fırsat bulamadığım kitaplar ile oyalandım boogün biri PUCCA "Ay Hadi İnşallah" , diğeri Zülfü Livaneli "Kardeşimin Hikayesi" İkisi de çok keyifli.Bir ondan bir bundan yapmak daha da keyifli:)
 

Bol okumalı bir gündü, arada webte de gezdim ,haberlere bakındım ki boogünler okumak görmek istemiyorum:( Maalesef 3 Maymunum...Katlanamıyorum artık, çözüm de olmayınca çaresizlik hissi beni daha çok yoruyor...Neyse efendim, gazetelerde dolanırken evlilik üzerine şöyle bir cümleye denk geldim " herkes karşısındaki insan , onu ilk tanıdığı günkü gibi kalsın istiyor.Oysa birlikte kalabilmenin yolu birlikte değişebilmekten geçiyor " Ne şahane cümle ama değil mi?  İlişkilerdeki tüm sorunların ana merkezini gösteriyor aslında. Bunu okuyunca aklıma Ahmet Altan'ın benzer konudaki yazısı geldi o da özetle şöyle diyordu " birini görüyoruz,çok beğeniyoruz ,çok seviyoruz sonra zihnimizde onun için bir kalıp oluşturuyoruz ve sağından solundan ittirerek onu o kalıba sokmaya çalışıyoruz.Oysa ilk gönlümüze düştüğünde onun O hali değil miydi ? Neden şimdi bizim gibi olsun istiyoruz? " Tam cümleler bu olmasa da bende bulduğu anlam bu:)
Bu arada ilk cümleyi kim demiş? JUSTIN TIMBERLAKE :) Kendisini zaten müziği ile severdim , şimdi bir daha bir daha sevdim:)

Boogünü'de böyle bitirdim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Boogün, yazarın günlük yaşadıklarını sizlerle paylaştığı öneriler verdiği eğlenceli bir blog... İçin Özel Olarak Tasarlanmıştır © -2014. Her Hakkı Saklıdır | Destek-Blogger

Blog Tasarım-Değmesin yağlı boya